Daha neyi bekliyorsunuz?

Gaziantep’te kayıtlı olarak istihdam edilen Suriyeli işçi sayısının 1500 civarında olduğunu öğrendiğimde, “acaba geriye kalan diğer Suriyeliler ne yapıyor” diye kendi kendime söylenip durdum!..

Öyle ya, resmi rakamlar bile, Gaziantep’te en az 350 bin Suriyelinin gösteriyor. Sayın Valimiz deme di mi daha geçenlerde “Gerçek rakam 350 bin değil, kayıt altına alamadıklarımızda var” diye!..

Bunlardan sadece bin 500’ü kayıtlı olarak çalışıyorsa, geri kalan Suriyeliler ne yiyor, ne içiyor hiç düşündünüz mü?

Bin 500 kayıtlı istihdam demek, diğer mültecilerin çalışmadığı anlamına gelmiyor, sadece “bir yolunu bulup” kayıtsız çalıştırıldıklarını gösteriyor!..

“Ne iş olursa yaparım abi” türünden yani!..

Kabul edelim!..

Ortada ucuz emek gücü, ucuz üretim ve ucuz maliyet olunca, işverene de cazip geliyor!

Bugün Suriyelilerin bir çok sektörde, Türklerden daha kalifiye olduklarını biliyoruz. Üstelik, SGK, sağlık gideri ve emeklilikle ilgili bir sosyal hak talepleri de yok. Dolayısıyla, binlerce Suriyeli arı gibi çalışıyor! İşveren de, tercihini, maliyeti daha düşük olandan yana kullanmaktan çekinmiyor.

Elbette Suriyeliler de çalışsın, üretime katılsınlar. Çünkü onların yan gelip yattıkları bir şehirde, asayiş ve güvenlik noktasında sıkıntılar artmaya başlıyor. Suça eğilimleri artıyor.

Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te düzenlenen toplantıda, Hak İş Konfedarasyonu, Suriyeli mültecilerin mesleki eğitim yoluyla sosyal entegrasyonu için Gaziantep’te bir toplantı düzenledi. Toplantıda, meslek öğretilen Suriyelilere sertifikaları da verildi.

Konu başlığı güzel ama benim dikkat çekmek istediğim husus, Gaziantep’te kendi işsizlerimizin sayısının da çığ gibi arttığıdır. Bu şehrin insanı bu kadar çok fedakarlık yaparken, verdiği emeklerin karşılığını da almasıdır.

Mesela, bir Gaziantep’te yaşayan mülteci nüfusuna bakın, bir de Avrupa ülkelerinin kabul ettikleri mülteci sayısına!..

Kanada, bin 285, İsviçre 3 bin 500 Avustralya 5 bin 600 Suriyeli mülteci kabul etme taahhüdünde bulunuyor. Gaziantep’tekilerin 10’da biri bile değil. İngiltere sadece 140 mülteciyi kabul edebileceğini açıklıyor. Lüksemburg 12 mülteci alabileceğini söylerken, hiç yüzleri kızarmıyor. Danimarka’da bir belediye başkanı çıkıp “50 tane mülteci alsam, beni asarlar” diyebiliyor.

Meseleye bu açıdan baktığımızda, Gaziantep’in ne çektiğini anlarsınız. Sadece Gaziantep değil, Kilis, Hatay, Şanlıurfa gibi sınır illerimizde aynı kaderi yaşıyor.

Türk hükümetinin, ağır yük bindirdiği bu şehirlerin artık yükünü paylaşma vakti gelmiştir ve geçmektedir de… Söylemlere baktığınızda “yapacağız, edeceğiz” deniliyor ama bu şehrin insanları, artık icraat görmek istiyor.

Bende Sayın devlet büyüklerimize diyorum ki; daha neyi bekliyorsunuz? Bu şehrin yükünü azaltın biraz!..

Bilmem yeterince açık bir şekilde anlatabildim mi?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Hüseyin Küpeli - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.