MİLLİ EĞİTİM’İN DİKKATİNE

Yeni bir eğitim-öğretim yılına yine ‘Merhaba’ dedik.

Gönül isterdi ki, 24 kişilik sınıflarda, öğretmen açığının olmadığı, kayıt ve temizlik paralarının toplanmadığı, yepyeni araç-gereçlerin kullanıldığı bir döneme başlayalım.

Ancak maalesef ki, yine temizlik paraları toplanıyor, sınıflar çok kalabalık, öğretmen açığı kapatılamamış.

Yine okullar arası ayırım yapılmış ve bazı okullar adeta kara borsaya düşmüş gibi herkes o okulları istedi.

Yine nüfus müdürlüklerinin önü adreslerini taşıyıp başarılı olarak gösterilen okullara kayıt yaptırma telaşında olan velilerle doldu.

Yine kaynak kitaplar istenilecek, defteri, kalemi, silgisi velilerin belini bükecek.

Peki bu sorunlar çözülemez mi?

Her yıl, veli-öğrencilerin isyanına çözüm bulunamaz mı?

Tabi ki bulunabilir.

Nasıl mı?

Öncelikle eskiden olduğu gibi herkes evine en yakın okullara çocuklarını gönderebilmeli.

Yok efendin okul ortalaması imiş, bilmem neymiş, son bulmalı.

Eğer siz Milli Eğitim olarak Gaziantep’te 5-10 okula sınavla ve yüksek puan alanları alırsanız, diğerlerinden ayırım yapmış olursunuz.

Yani Gaziantep’in başarılı çocukları ve öğretmenleri bu okullarda, diğerlerinde başarısızlar var algısı oluşturursunuz.

Oluşturdunuz da.

Dediğim gibi öncelikle tüm Devlet okulları adrese göre öğrenci almalı.

Kontenjan mı doldu, yakındaki en yakın okullara yönlendirilmeli.

Temizlik parası da toplanmayabilir.

Tabi bunun yolu, eskiden olduğu gibi her okula 2-3 tane hademe vermekten geçer.

Siz Gaziantep’te her okula bir tane düşecek şekilde görevli verirseniz, mecburen temizlik parası toplanıyor işte.

Yoksa okullar güvenliği olmayan ve pislikten kokan yerler haline dönüşür.

Temizlik ve kayıt parasından kurtulmanın yolu da hademe sayısından geçiyor.

Gelelim kaynak kitap meselesine.

Bazı okullarda kaynak kitap için ödenen paralar neredeyse 500 lirayı aşıyor.

Almasan çocukların diğerlerine göre geri kalıyor.

O kadar Devlet kitabı varken, neden kaynak kitap isteniyor anlamış değilim.

Yoksa Devlet kitapları yetersiz mi geliyor?

Öğretmenler o kitapları mı beğenmiyor çözebilmiş değilim.

Eğer ki yetersiz ise sene başında söyleşinsin millet bir çırpıda alsın o kaynak kitapları da.

Çin işkencesine dönüşmesin.

Ayrıcı okul kıyafetleri meselesi de velilerin belini büküyor.

Okulların her biri bir mağaza ile anlaşmış.

Gidin oradan alın deniliyor.

Gidiyorsun oraya, dışarıda 50 lira olan pantolon 75 lira, 20 lira olan tişört 50 lira.

Yani veliler mecbur bırakılıyor ve insansız mağazacılar da koyuyor fiyatları üzerine.

Keşke eskiden olduğu gibi tek tip olsa da her yerde satılsa.

O zaman fırsatçılara da meydan kalmaz.

Gelelin öğretmen açığı meselesine.

Atanamayan yüzbinlerce öğretmen varken neden tüm açıklar kapatılmaz?

Maddi külfet denilebilir belki.

Ama eğitimde masraftan kısamazsınız, kısmamalısınız.

Yani işin özü, yerelde düşündüğümüzde bazı sorunlar ortadan kaldırılabilir.

İl Milli Eğitim Müdürümüz harekete geçerek kıyafet ve kaynak kitap konusundaki fırsatçılara meydan vermeyebilir.

Yoksa her yıl sorunlar büyüyerek devam eder.

Olan da çocuklarımıza ve eğitim sistemimize olur.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Okan Çelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

Refik Özdinç - Günceli yakalayan ve orta vadeli çözüm öneren bir yazı.Kutluyorum ve katılıyorum.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 17 Eylül 00:00