General Solar Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirdaş: Korkmayın, pes etmeyin

Enerji sektöründe sadece Gaziantep’te değil, Türkiye’nin dört bir tarafında başarılı projelere imza atan, sektörün önemli oyuncularından birisi haline gelen General Solar Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirdaş başarı hikayesini bizlerle paylaştı.

Enerji sektöründe sadece Gaziantep’te değil, Türkiye’nin dört bir tarafında başarılı projelere imza atan, sektörün önemli oyuncularından birisi haline gelen General Solar Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirdaş başarı hikayesini bizlerle paylaştı. Disiplinli ve prensipli çalışmasıyla bilinen Demirdaş “Fikirlere açık olun, asla “ben biliyorum” demeyin. Alacağınız kararlarda, korkmayın, pes etmeyin” tavsiyesinde bulundu.

Ali Demirdaş babasını erken yaşta kaybetmesinin etkisiyle, iş yaşamına da erken yaşlarda atılmak zorunda kalmış bir iş insanı... İş yaşamında kaldığı uzun yıllar, O’na ilerleyen süreçte, önemli tecrübe ve avantajlar sağladı… Otomotiv, emlak, inşaat ve son olarak girdiği enerji sektöründe başarılı projeler gerçekleştirdi. Ali Demirdaş ile iş yaşamını, artan başarı grafiğini, özel yaşamını ve General Solar’ın faaliyetlerini konuştuk.

Ali bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1967 yılında Gaziantep’te ailenin 2.çocuğu olarak doğdum. Küçük yaşta iş hayatına atıldım.1993 yılında ortağım Aykut Kalkan ile beraber Aydemir Motorlu Araçları kurarak ithalata başladık. İlerleyen yıllarda mesleki hayatıma emlak ve inşaat sektörünü ekledim. Sonra enerji sektörüne adım atmaya karar verdim. 2010 yılından itibaren de güneş enerjisi sektöründe yer aldım. Bu arada, 1994 yılında evlendim.1 kız ve 2 erkek olmak üzere 3 çocuk babasıyım.

Çocukluk yıllarınız nasıl geçti peki?

Babamı erken yaşta kaybettiğim için ailemin bütün sorumluluklarını üstlendim. O sorumluluk bilinci ile iş hayatına atıldım. Kolay olmadı elbette. Dolayısıyla çocukluk yıllarımı yaşayamadım diyebilirim. Ancak iş hayatına erken atılmam, ilerleyen yıllarda, beni başarılı kararlar almaya yöneltti. Erken yaşta tecrübe edinmek, avantaj sağladı.

İş yaşamında aile büyüklerinden ne gibi tecrübeler edindiniz?

Açıkçası aile büyüklerimden ziyade çalıştığım yerde yaşlı, hayat tecrübesi yüksek bir ustam vardı. Allah rahmet eylesin. Bu vesileyle kendisini rahmetle anıyorum. Bana çok şey kattı diyebilirim. Çıraklık, kalfalık ve ustalık yaparak ticareti bizzat yaşayarak öğrendim. Yani Gaziantep deyimiyle esnaflık yaparak tecrübe sahibi oldum.

Ailenizin devam eden ne gibi gelenekleri var?

Aile bağlarını güzel kılan şey yaşatılan geleneklerdir. Aynı sofrada olup, birlikte yemek yemek, en büyük keyiftir bizim ailemiz için. 6 kardeşten 40 kişilik kocaman bir aile olduk. Bazı hafta sonları annemin evinde toplanarak geleneklerimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Böylelikle de yeni nesile de örnek olmaya çalışıyoruz.

Küçüklüğünüzde örnek aldığınız bir isim veya bir karakter var mıydı?

Küçük yaşlarda iş yaşamını ve başarılarını dinleyerek büyüdüğüm bir tanıdığım vardı. Ancak sonra ki yıllarda yanlış bir hamlesi ve parayı taşıyamaması onu iflasa götürdü. Bu beni çok üzdüğü gibi oto kontrolü elden bırakmamam gerektiğini de öğretti. Aynı zaman da insanların nasıl başardığından ziyade nasıl bitirdiği önemlidir bence. Buna çok dikkat etmek gerekiyor.

Çocukken kurduğunuz hayallerinizi gerçekleştirebildiniz mi?

Açıkçası iş hayatıma 0 noktasından başladığım için geldiğim nokta başkaları için başarı hikâyesi olmayabilir. Açık söylemek gerekirse, bu kadar yol alabileceğimi bende hayal etmemiştim.

Nasıl bir yaşam tarzınız var?

Önceliğimde daima ailem var. Onlarla birlikte olmayı ve fırsat buldukça tatil yapmayı çok seviyorum. Mümkün olduğu kadar sade ve düz yaşamayı, zaman buldukça spor yapmayı, zaman zaman da yalnız kalmayı tercih ediyorum. Fırsat buldukça kitap okumak, dağlara çıkıp doğanın içinde olmakta bana enerji veriyor.

İş yaşamınıza nasıl başladınız ve süreç nasıl gelişti?

İş hayatına 1993 yılında o dönem de Almanya’da yaşayan ortağım Aykut Kalkan ile birlikte lüks segmentte otomobil ithalatı ile başladım. İlerleyen yıllar da ithalat bozulunca emlak sektörü ile tanıştım. Sonra buna inşaatı ekledim. Son olarak da enerji sektörü ile tanıştım. Ve severek devam ediyorum. Bu uzun süreçte yanımda olup aldığım tüm kararları sorgulamadan destekleyen, bana güvenen bir yol arkadaşı olan ortağa sahibim. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum.

İş yaşamanın sizi korkuttuğu oluyor mu? Örneğin ilk yıllarda nasıl güçlükler yaşadınız?

Elbette zaman zaman benimde korkularım oldu. Örneğin severek yaptığım otomobil ithalatına yanlış insanların girmesi sonucu bozulan ithalattan dolayı çekilmek zorunda kaldım.

STK’larda üstlendiğiniz görevler var mı?

Fırsat buldukça çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görevler üstleniyorum.

Yönetici olmakla lider olmak arasında fark var mıdır?

Yönetici ile lider arasında fark vardır aynı zaman da birbirlerini tamamlarlar. Liderler ufuk açar. İnsanları arkasında sürükler. Ülkede, şehirlerde, şirketlerde ve ailede lidere ihtiyaç vardır. Onlara rol model olur. Her aile ve toplumun kendisine örnek aldığı bir lider vardır. Yöneticiler ise düzeni korur, verilen görevi iyi şekilde yapmaya çalışır, uzlaşı sağlar.

“BEN BİLİYORUM” DEMEYİ TERCİH ETMEM”

Kişisel gelişimle ilgili programlar ya da buna benzer kitaplar dikkatinizi çeker mi? Bu tarz eğitimler aldınız mı veya düşündünüz mü?

Evet, Kişisel gelişim kitapları tabi ki dikkatimi çeker. Bazı kitaplar okudum. Kısa da olsa eğitimini de aldım. Daima öğrenmeye açık oldum. “Ben biliyorum” demek yerine, “kendimi geliştiriyorum” demeyi felsefe edindim.

İş yapma anlayışınız nasıldır? İş çevrelerinde en çok hangi yönünüzle tanınmaktasınız?

İş yaşamın da disiplini prensip edindim. Beni tanıyan insanlar yaptığım işin en iyisini yaptığımı bir konuda söz verdiysem onu mutlaka yerine getireceğimi bilir. Sağlamcıyımdır.

Çalışanlarınızla diyalogunuz nasıldır?

Çalışanlarımla diyalogum iyidir. Çünkü bir şirketin verimliliği çalışanların gösterdiği performansla doğru orantılıdır. Bu yüzden çalışanlarımı dinlerim. İletişime açık olduğum için herkes fikrini özgürce söyler. Aldığım kararlarda onların fikirlerine önem veririm.

İş hayatınızda örnek aldığınız isimler var mı?

Tabi ki bir çok isimvar. Güçlü karakter, lider ruhlu, başarılı iş adamlarının hayatını okur, fırsat buldukça takip ederim.

Genel olarak ülke ekonomisine baktığınız zaman nasıl bir süreçten geçtiğimizi düşünüyorsunuz?

Gerçekçi olmak gerekirse ülkemiz 2013 yılından beri sıkıntılı bir sürecin içerisinden geçti. Burada hepimize düşen sorumluluklar var. Ben pozitifim. Gerek alınan tedbirler gerekse yapılan ihracatlarla her geçen gün yükseliş sürecini birlikte göreceğimize inanıyorum.

“KÖTÜ KOMŞU HACET SAHİBİ YAPAR”

Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünya ekonomisi sizce nereye gidiyor?

Dünya ile Türkiye’nin ekonomisine baktığımda öncelikle son yıllarda Trump gibi son derece liderlik vasıflarından uzak, denge sorunu olan birisiyle ilerlemek zor gibi görünüyor. Ekonomik açıdan değerlendirirsek Gazianteplilerin deyimiyle kötü komşu insanı hacet sahibi yapar. Zamanında İsrail bize İHA ve SİHA’larını vermiş olsaydı bugün biz İHA ve SİHA’ları hala onlardan satın alıyor olacaktık. Ve onlara bağımlı kalacaktık. Oysa şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Ülkemiz için büyük bir şans oldu diye düşünüyorum. Dolayısıyla iş dinamiklerimize dönerek Türkiye yerli üretimine ağırlık vererek kendi ihtiyaçlarını giderebilecek seviyeye gelerek gücünü elde tutması gerekmektedir.

ENERJİ SEKTÖRÜNDE NELER YAPAR?

Tekrar iş hayatınıza dönmek istiyorum. Ali bey, enerji sektöründe çok farklı bir iş yapıyorsunuz ve deyim yerindeyse “anahtar teslimi müteahhitlik hizmeti” sağlıyorsunuz. Sektörde tam olarak neler yapıyorsunuz, sizden dinleyelim?

Sizin de bahsettiğiniz gibi, General Solar olarak firmamız anahtar teslim hizmet sunmakta. Çok kapsamlı çalıştığımızı söyleyebilirim. GES projelerinde yatırımcılara ilk başvurudan itibaren geçici kabule kadar olan keşfin yapılması, fizibilite çalışması, elektrik-statik projelerinin mevcut sahaya uygun şekilde tasarlanması, proje onay süreci, teşvik süreci takibi, dünya çapında kabul görmüş kalite standartlarına sahip Güneş Enerji Sistemi Ekipmanlarının temini-kurulumu, tesisin devreye alınması, işletme-bakım hizmetleri safhalarında uzman ekibimizle hizmet sunuyoruz. Bizim işimizin her aşaması büyük bir titizlik ve özen gerektiriyor. Bu konuda sorumluluklarımızın bilincindeyiz.

Takip eden, sorgulayan bir profil var karşımızda. Sektördeki güncel durum nedir şu anda?

Güneş enerjisinden elektrik üretimi sektörü dünyada 2018 yılı nezdinde, yıllık güneş santrali kurulum gücünün 100 GW’ı aştığı yıl olarak hatırlanacaktır. Ülkemizde ise GES kurulu gücünü 4 yılda 100 katına çıkarmış bulunmaktayız. Türkiye 2017 yılında dünyada güneş enerjisi kurulu gücünü en çok artıran beşinci ülke oldu. Bu da ülkemizin, yatırımcılarımızın gün geçtikçe sektöre olan ilgisinin arttığının göstergesidir.

Şunu da belirtmek isterim. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamaya göre Türkiye’nin kurulu gücü 91GW’a yaklaştı ve ülkemizin elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık %6’lık kısmını güneş enerji santralleri karşılamakta. Bakan Yardımcısı Sayın Abdullah Tancan’ın açıklamalarında belirttiği üzere ülkemizin 2023 stratejilerinin içerisinde enerjimizin %65’ini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılama hedefi de bulunmakta. Burası bizim için çok önemli.

“FABRİKA ÇATILARINDA PANELLERİ DAHA SIK GÖRECEĞİZ”

Ülke olarak, sektörün neresindeyiz?

10-15 yıl öncesine kadar gerek alt yapı yetersizliği ve gerekse kurulum maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle güneş enerjisine dayalı sistemleri konuşmak hayaldi. Ancak geldiğimiz noktada artık Uluslararası enerji ajans raporlarında da belirtildiği üzere güneş enerjisi (fotovoltaik) alanındaki büyüme diğer tüm enerji kollarının önüne geçmiş durumda. 2010’dan bu yana yeni güneş enerjisi panellerinin maliyeti %80 azaldı. Önümüzdeki yıllarda birçok meskenin, işyerinin ve sanayicinin fabrika çatılarına güneş panellerinin konulduğuna tanıklık edeceğiz. Bu sayede sessiz bir şekilde enerji sektörü dönüşüm geçirecek. Fotovoltaik sistemler ülkemiz için gelişmekte olan bir alan olmakla birlikte çatı ve cephe uygulamalı tesisler mühendislik konusunda dikkat ve tecrübe gerektirmektedir. Yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan firmalar zaman zaman yatırımcıyı da yanlış yönlendirmektedir. Buna dikkat etmeliyiz.

“YATIRIM MALİYETİNİ 4-5 YILDA KARŞILAYAN BİR SİSTEM”

Çatı GES projelerinin pazar durumu ve potansiyeli hakkında neler söylemek istersiniz?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu`nun (EPDK) Resmi Gazete`de yayımlanan tarife tablolarına göre, elektrik fiyatlarına 1 Ekim 2019`dan geçerli olmak üzere yüzde 14.9 zam yapılmıştır. Elektrikte sürekli yükselen fiyatlar sektörleri doğrudan etkilemekte ve rekabet gücünü azalmaktadır. Günümüz koşullarında teknik olarak elverişli olan çatılara GES sistemlerin kurulması ile birlikte, enerjinin ucuz elde edilmesi mümkün hale gelmiştir. Güneş enerjisine dayalı olarak kurulan fotovoltaik sistemlerin ortalama 25 yıl elektrik üretimi yaptığı bilinen bir gerçektir. Çatılara kurulan tesisler için ilk yatırım maliyeti yaklaşık 4-5 yılda geri dönmekte ve geri kalan yıllarda tesis yatırımcısına ücretsiz elektrik sağlayabilmekte ve rekabet üstünlüğü sağlamaktadır.

Bu projelerin, yatırımcılara ve ülkemize sağlayacağı avantajlar nelerdir?

Firmamız Gaziantep özelinde tüm ülkemizde lisanssız elektrik üretimi kapsamında kendi enerjilerini elde etmeleri için, işletmelerin maliyetlerini düşürerek rekabet konusunda avantajlı hale getirmek için birçok başarılı projeye imza atmıştır. İş modelimizde tüm kurulum ve bakım firmamız tarafından gerçekleştirilmekte. Bununla beraber işletmeler enerji faturalarında önemli kazançlar elde ederler. Gaziantep ve çevre bölgesinde yer alan çatılarda kurulacak olan GES’leri bütün olarak düşündüğümüzde yüzlerce MW’lik bir elektrik üretim kapasitesinden bahsediyoruz. İşletmelerimizin kendi elektriğini üretmesi maliyetlerini düşürecek, bu sayede kendisine rekabet gücü kazandıracaktır. İhracat artacak, döviz gelirleri artacak ve istihdamın artmasına katkı sunacaktır.

Sektörün geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?

Silikon PV’nin yani güneşe enerji santrallerinin panellerinin hammaddesinin ürettiği elektriğin maliyetinin fosil yakıtlardan ve nükleer enerjiden daha ucuz hale gelmesiyle son zamanlarda bir “güneş rönesansı” yaşanmaktadır. Ülkemiz nezdinde öztüketim modelinin başı çekeceği bu yeni dönemde, finansal koşulların düzelmesi, yasal altyapının tamamlanması bu dönüşümü hızlandıracaktır.

Bir müddet sonra herkes kendi elektriğini, kendisi üretecek konuma gelecek mi?

Yeni çatı yönetmeliğinin çıkması ile birlikte artık yeni dönem “kendi enerjini üret ve tüket” modeline dönüşmüş durumda. Çatı pazarı artık tüm sanayiciler ve büyük ölçekli ticarethaneler için öztüketim modeliyle işletmelerinde çok büyük enerji tasarrufu sağlayabilecekleri bir alana dönüşmüştür. Buna ek olarak son dönemlerde fotovoltaik sistemlerin malzeme ve kurulum maliyetlerinin düşük olması birde üstüne yükselen sanayi elektrik fiyatları ile GES yatırımları daha kısa zamanda geri dönüşlü olacaktır. Ayrıca işletmenin kullanmadığı elektriği şebekeye aldığı fiyata vermesi sonucu amortisman sürelerini de kısaltacağından “çatı pazarında” yeni dönem çok önemli bir alan olacaktır.

“ASLA PES ETMEYİN”

Ali bey, iş yaşamında önemli tecrübeler edinmiş bir isim olarak, iş kuracak veya iş hayatına yeni girecek olan gençlere hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Öncelikle her şeyin başı sabır. Çok çalışıp kendilerini geliştirmeleri gerekir. Elbette hata yapacaklar ancak asla pes etmemeliler. Bunların harika deneyimler olduğunu ve yaşadıklarının toplamının iş hayatında tecrübe olduğunu unutmasınlar. Okudukları okulda öğrendiği teorik bilgiler elbette çok kıymetli ancak gerçek hayata döndüklerinde olayların rengi değişecektir. Sürekli olarak gelişime açık olsunlar. Karakterli, sözüne güvenilir, itibar sahibi birisi olmaya özen göstersinler.

Genel yapı itibarıyla nasıl bir profiliniz var?

Hayatı dengede yaşamasını seven birisiyim. Genelde çok sakin bir insanım, hayatımda oto-kontrol daima vardır.

Aile şirketlerindeki kurumsallaşma ve gelişim süreçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açıkçası bunu başarmış şirketleri takdir etmemek mümkün değil. Henüz başarmamış şirketlerde dağılmadan inşallah başarırlar diyorum. Henüz bir tecrübesi olmayan gençleri şirketin içinde yönetici bölümlerinde görev vermek hem onların adına zor bir sorumluluk hem de şirketin içerisinde ciddi sorunlara sebep oluyor. Bu yüzden gençler aile şirketine gelmeden başka şirketlerde çalışıp deneyim kazanmaları gerekir. Ondan sonra kendi şirketlerinde potansiyeline göre görev almalıdır.

“PAYLAŞMAYI SEVERİM”

Ali Demirdaş nasıl bir karakterdir?

İnsanın kendini anlatması biraz zordur, ama kısaca bahsetmem gerekirse, paylaşmayı seven, duygusal ve hayatta yalanı olmayan, ailesine düşkün, yeniliklere açık, sade birisiyim.

Bir gününüz nasıl geçer?

Her sabah erken uyanıp o gün ki programa uygun şekilde yürüyüşümü yaparım. Kahvaltımı yaptıktan sonra şirkete gelir sabah gazetelere göz attıktan sonra günün programına ve notlarıma bakarım. Müdürlerimle toplantı yaptıktan sonra günün iş akışına uygun olarak devam ederim.

Ailenizle neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Her anın keyfini çıkarmayı, birlikte tatil yapmayı, sinemaya gitmeyi onlarla uzun sohbetler etmeyi severim.

Mutfakla aranız nasıl?

Bir Gaziantepli olarak iyi bir gurmeyim diyebilirim. Çok fazla yemek ayrımı yapmam ancak masanın da göze hitap etmesini isterim. Geleneksel Antep yemeklerinin hepsini severim. Bekar olduğum günlerimden kalma basit birkaç yemek yapmayı ve mutfakta zaman geçirmeyi severim.

Şu an ki görevinizde olmasaydınız ne olmak isterdiniz?

Şuan ki konumumdan oldukça memnunum. İşimi severek yapıyorum.

İlgilendiğiniz bir spor dalı ve hobileriniz var mı?

Fırsat buldukça yürüyüş yapmayı ve tenis oynamayı severim. Ayrıca bahçemde yetiştirdiğim meyve ağaçlarımla ilgilenir. Köpeklerimle zaman geçirmeyi severim.

Sizi en çok mutlu eden ve üzen olaylar nelerdir?

Küçük veya büyük aile toplantıları, bir araya gelmeleri çok sevdiğim gibi çevremdeki insanların maddi manevi sorununu çözebiliyorsam bu beni çok mutlu eder. Beni en çok üzende beklemediğim birinden yanlış görmek ve sözünde durmamasıdır.

En büyük gurur kaynağınız nedir?

Ailem ve dostlarım.

TEK KELİMEYLE

Risk: Kazanç ancak boyutunu aşmamak şartıyla

Yatırım: Hayal ve umut

Gaziantep: Vazgeçemeyeceğim topraklarım

Türkiye: Cennet vatanım

Strateji: Plan ve yöntem

Hedef: İz bırakmak

Global: Entegre olmak

Marka: Şirketin değeri

Sektör: Enerji

Sermaye: Biriktirdiğin dost

Dün: Geride kalan finali yapılmış bir bitiştir

Bugün: Kıymeti bilinmesi gereken kavram

Gelecek: Umut motivasyon aracı

Mutluluk: Aile

BEĞENİLERİM

Nerden giyinirim: Kendime yakışan her yerden

Hangi tv programlarını izlerim: Haber programlarını, tartışma ve belgeselleri

Otomobil tercihim: Bir otomotivci olarak genelde Alman arabaları

Mekan tercihim: Sessiz sakin olan damak ve göz zevkime de uygun olan mekanlar

Kitap tercihim: Tarih kitapları, başarılı ve lider kişilerin hayatını ve romanlarını okumayı severim

Tuttuğum takım: Gaziantep’ten sonra Galatasaray

En sevdiğim yemek: Geleneksel Antep yemekleri, taze fasulye, patlıcan kebabı ve domatesli pilavı severim.

En sevdiğim ülke: Avrupa ülkelerini, tarihi binalarına önem verdikleri ve temiz olduğu için. Münih ve Zürih sevdiğim şehirlerden.

Burcum: Terazi

21 Oca 2020 - 08:39 -

Mahreç  Hüseyin Küpeli


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.