Toplumsal alan cinsiyetçi normlardan arındırılmalı

Avukat İslim Arğıllı Suvat, “Kadınların, özellikle karar mekanizmalarında daha fazla yer alması, kadın bakış açısının her noktaya yerleşmesi gerektiğini savunuyorum” dedi.

Kadının istediği noktaya erişebilmesi için sürekli mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Avukat İslim Arğıllı Suvat, “Kadınların, özellikle karar mekanizmalarında daha fazla yer alması, kadın bakış açısının her noktaya yerleşmesi gerektiğini savunuyorum” dedi.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Avukat İslim Arğıllı Suvat 2013’ten beri Gaziantep’te mesleğini yürütüyor. İngiltere’de Kaplan Aspect International Languages okullarında “Legal Law” (Hukuk İngilizcesi) eğitimi alan Ağrıllı, İstanbul’da kurumsal şirketlerde 2 yıl avukat olarak çalıştı. Aynı yıl Türk Patent Enstitüsü sınavını kazanıp “marka vekili” unvanını alan Avukat Arğıllı, ticari şirketlere avukatlık, hukuki ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu alanında danışmanlık veriyor, avukatlığın yanı sıra arabuluculuk faaliyetleri de yerine getiriyor. İstanbul Barosu Dergisi gibi bazı hukuk dergilerinde yayımlanan makaleleri bulunan Avukat Arğıllı, aynı zamanda KADEM ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nda icra kurulu üyesi. Arğıllı’ya 8 Mart’ı, kadınların hak arama mücadele yöntemlerini ve kadınların gündelik yaşamda karşılaştıkları (hukuk alanına giren) sorunları konuştuk.

KADINLAR KARAR MEKANİZMALARINDA DAHA FAZLA YER ALMALI

“8 Mart Dünya Kadınlar Gününü, üreten, iş yaşamında varlığını kabul ettirmeye, iş hayatındaki sorumluluğuyla birlikte evdeki sorumluluklarını da yerine getirmeye çalışan kadınların, iş hayatında yaşamış oldukları haksızlıklara ‘Dur!’ demek için harekete geçtikleri ve bedelini de ağır olarak ödedikleri bir gün olarak nitelendiriyorum” diyen Avukat İslim Arğıllı, sözlerini şöyle sürdürdü:

”8 Mart zaman içinde Dünya Kadınlar Günü olarak bir zafer edasıyla kutlanmaya başlanmış. Çıkış noktası acı bir olay olsa da, şu an gelinen noktada, eşit işe eşit ücret prensibi gibi temel insan haklarının artık sorgulanmaması, cam tavan sendromunun yaşanmadığı, kadının her sektörde olmasa da iş yaşamında varlığının daha fazla kanıksandığı bir dönem. Fakat gelinen nokta elbette yeterli değil. Kadınların, özellikle karar mekanizmalarında daha fazla yer alması, kadın bakış açısının her noktaya yerleşmesi gerektiğini savunuyorum. Biz Gaziantep olarak, kadınların daha fazla karar mercilerinde yer aldığı az sayıda şehirlerden birisiyiz.”

Avukat Arğıllı, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü çalışan kadınlar olarak sahiplensek de, bana göre ev hanımları da bile bedel olarak ağır şartlarda çalışıyor ve emek veriyor. Dolayısıyla çalışan kadınlarla birlikte ev hanımlarının da bugün hatırlanması, anılması gerekiyor. Kadın, yaratıcı, büyütücü, besleyicidir. İnsanoğlunu doğuran, hayatın devamını sağlayan yegâne varlıktır. Bu sebeple, toplumsal cinsiyet eşitliğinden ziyade, toplumsal cinsiyet adaletini savunan, bireyselliğin yanı sıra ailenin de önemini vurgulayan yaklaşım ve etkinliklerde yer almaya çalışıyorum” dedi.

İŞ YAŞAMINDA CİNSİYETÇİ YAKLAŞIM MEVCUT

Hangi alanda olursa olsun, kadının istediği noktaya erişebilmesi için sürekli mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Arğıllı, “Eğitim alanında artık kadın-erkek ayrımı ile pek karşılaşmasak da, iş yaşamına girdiğimizde bu cinsiyetçi yaklaşım, hemen kendini hissettiriyor. Kadınlar iş yaşamına çok daha dezavantajlı başlıyor. Özellikle ev ve çocukların sorumluluğunu aksatmamak adına, kadının kendisinden yaptığı ilk fedakârlık işi bırakmak olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, kadının kariyerini bir noktada bırakıp eve kapanması, üreten bireyden tüketen birey haline dönüşmesi, akabinde mutsuz olması, iş hayatına tekrar döndüğünde ise terfi imkânını kaybetmesi gibi zorlukları yaşıyoruz. Yıllar önce hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra yüksek lisans yaptığım dönemde hocalarımdan biri bana asistanlığını yapmam için bir teklifle gelmişti. Ancak tek şartı doktora dönemi bitene kadar çocuk sahibi olmamamdı. Bu şartı erkek bir asistan adayına söyleyip söylemediğini bilmiyorum ancak kadınların iş yaşamının henüz başında bu tarz ön şartlarla karşılaştığını söyleyebilirim. Bu şekilde sınırlamalar nedeniyle serbest avukatlık mesleğinin bana daha çok uygun olduğuna karar verip, mesleki kariyerime bu şekilde yön verdim. Tercihimden dolayı hiç mutsuz olmadım” diye konuştu.

KADIN HAKLARI SORUNU AYNI ZAMANDA İNSAN HAKLARI SORUNU

Kadınların şiddet, cinsel taciz ve cinsel istismarın hedefi olmaktan kurtarılması gerektiğini söyleyen Arğıllı, “Aynı şekilde, tecavüzü önlemenin yanında, tecavüze uğrayan kızların fuhşa sürüklenmesinin, cinsel bir obje ve meta olmasının önlenmesi bir insan hakları sorunu olarak önümüzde durmaktadır. Son zamanlarda yapılan yasa değişiklikleri umut verici olmakla birlikte, maalesef yeterli düzeyde değildir” dedi.

HUKUK ERKEK EGEMEN BİR ALAN

Hukukun erkek egemen bir alan olduğunu dile getiren Arğıllı şunları kaydetti: “Uzmanlık alanınızı seçerken dahi, cinsiyetinize göre bir karar vermeniz gerekiyor. Örneğin ceza hukuku alanında çalışmak bir kadın avukat için çok zor, yıpratıcı ve ağır. Toplumun bakış açısı da maalesef bu doğrultuda. Kadınlar aile hukuku, iş hukuku ve ticaret hukuku alanında daha rahat çalışma imkânına sahip olabiliyor iken, diğer alanlarda kırılması zor bir önyargı ile karşılaşıyoruz. Her alanda gibi hukuk alanında da kadının sahip olduğu bakış açısı, empati kabiliyeti mesleği icra ederken işimizi kolaylaştırıyor. Ancak gerek bazı adliye mensuplarının gerekse bilinçli olmayan bazı şahısların hukuk alanında “kadın avukat” profiline sıcak bakmadığını da itiraf etmeliyim.”

06 Mar 2020 - 22:19 - Gaziantep Haber

Mahreç  Telgrafhaber Merkezi


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.