Dolar kaç oldu

Her ramazan ayında milletçe birbirimize sorduğumuz akşama ne yemek var? sorusu bu yıl yerini dolar kaç oldu? sorusuna bıraktı. Özellikle son bir ayda Dolar karşısında paramız o kadar değer kaybetti ki Suriye parası bile Türk lirası karşısında yüzde 15 değer kazanmış.

Satın alma gücümüz her geçen gün daha da düşüyor. Benim dolar borcum yok diyen de, dolarla işim olmaz diyen de bu krizden bir şekilde etkilenecek. 1 tl her zaman 1 tl diyen vatandaş o 1 tl ile artık hiçbir şey alınmadığını gördüğünde kafası dank edecek.

Doların yükselme sebebine, ister seçim ekonomisi, isterseniz dış güçler deyin güçlü ve kararlı bir ekonominiz olmazsa çöküş içine girmeniz kaçınılmazdır. Bakın İngiltere’nin, Kanada’nın, Çin’in düşmanları yok mu sanıyorsunuz? Güçlü ekonomileri sayesinde ani değer kayıplarının önüne geçip sağlam liman özelliklerini sonuna kadar koruyorlar.

Artık savaşlar sadece cephede değil, ekonomide, teknolojide, sağlıkta hatta sporda yani her alanda devam ediyor. Askeri müdahaleler bile devletlerin kendi orduları ile değil terör örgütleri üzerinden gerçekleştiriliyor. Artık yukarıda saydığım tüm sektörlerdeki savaşların tek nedeni ekonomi.

Ortadoğu kanıyorsa petrol yüzünden, Afrika açsa değerli taşları yüzünden, Türkiye karışıksa jeopolitik konumu yüzünden. Güçlü bir ülke olmak ancak güçlü bir ekonomiden geçer. Tüm siyasi partiler iktidara geldiklerinde nasıl bir ekonomik yol izleyeceklerini hangi ekonomistlerle çalışacağını seçimden önce açıklarlarsa bu seçimde öne geçerler.

FARKLILIKLAR ZENGİNLİKTİR

En son 15 Temmuz darbe planıyla iç savaş çıkartılmak istenilen ülkemizde o gece yapılmak istenen şey şimdi yavaş yavaş yapılmaya çalışılmakta. Yıllardır üst üste gelen seçimler ve politikacıların aşırı sert söylemleri kutuplaştırmayı arttırmış durumda. Kendi şahsi ekonomik nedenlerinden ötürü siyasileri anlarım da 40 yıllık dostlarını bir kalemde vatan haini ilan eden klavye delikanlılarını anlayamıyorum.

Kendi gibi düşünmeyeni düşman, dış güçlerin adamı, hain ilan eden kişiler aynı şekilde karşı taraftan da aynı yaftalamayı kendileri görüyor. İş o kadar uzadı ki tarihi kişilikleri fikirlerine kalkan yapıp onların üzerinden siyaset yapmaya vardı.

Abdulhamit’ten, Atatürk’e, Erbakan’dan, Ecevit’e kadar tüm siyasi liderler şahsi fikirlere alet edilmiş durumda. Yahu kardeşim herkes senin ve senin liderin gibi düşünmek zorunda mı? Dışarıdan bir bak bakalım liderin doğal olarak kaç kez fikir değiştirmiş, kaç kez farklı fikirler beyan etmiş. Bilim ve teknolojinin dolayısıyla ekonominin en iyi olduğu ülkelere bir bak bakalım herkes aynı fikirde mi yoksa farklılıkları zenginliklerinin bir parçası mı?

Dünyadaki birçok buluş, yeni teknoloji, siyaset farklı düşünen insanların ortaya attığı fikirlerle gelişmiştir. Farklı olanlar hain değil bilakis ülke için daha iyisi olsun isteyen, düşünebilen, sorgulayabilen karakterdeki kişilerdir.

Lütfen birbirimizi başkalarının siyasi emelleri için kırmayalım. Kimin doğru olduğunu kimin yanlış düşündüğünü, kimin hain olduğunu zaman gösterir. Buna ne siyasetçiler ne de siz karar verebilirsiniz. 40 yıllık dostlarınıza hakaret etmeyin.

Ölürseniz mezarınıza fatiha okumaya siyasiler değil farklı düşünse de 40 yıllık dostlarınız gelir.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar A. Eray Ünver - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.