Zekeriya Beyaz bir “ Vakıadır ” ,iftihar edilecek, hem de, daim anılacak bir muşahhas fenomen ve ötesinde , popüler, akademik, bir itibar ve hatıra adamıdır. Tarihçiler, elbet "Vakıalar tartışılmaz" derler. ama sevgili hocamız , Antep ve ulusal Basın, TV, akademi, Enstitü, ve "halk " bazında da tartışılmış ve halen - hakka yürüyüşü rağmen de tartışılmakta ve tartışılacaktır.
Yeşil, saman kağıdı 33 farz ve (54), farzı muhtevi bir broşür dağıtılması mesele olduğu bir çağda Eyüpoğlu imamı Altunzade hocamızın:
"Aha ben de hoparlörle vaiz veriyorum Kuran okuyorum. Böyle bir cihazla sesimi daha iyi duyup anlamanızda ne mahzur var ki konuyu sokağa taşıyorsunuz. Ola ki camiye yetişememiş olsun, bakkal Mehmet ağa veya "Demir döven Hüseyin usta da, damda temetos pekmezi çıkaran, Hattac bacı da , dinimizin bu kitlesel mesaj ve ayatı beyanatını, duyup anlamamış olsun...
Olay hemen hemen Elli yılların başıdır . Zaman şeridi bu Eyüpoğlu camisi semtinden XXX belki 10-15 kilometre ötede, "Çamlıca cami ” imamı ve vaizi bahse konu –Zekeriya Beyaz hocamızın adını :
"Üç hoparlörlü imam olarak çıkara gelmiştir.
Bahse konu hocamız o zaman, sofaya ve minareye taktığı üç tane büyük hoparlör ile yüksek sesle heyecanla, Cuma Namazında hutbe ve sonrasında vaizler vermededir.... İşte böyle, sevgili okuyucular. Şimdi ceplerinizde taşıdığınız bu harika iletişim araçları kısa adıyla -cep telefonlarınız-yokken" dini çevrelerde mikrofonla konuşmak, daha ötelere ezan ve vaiz okumak, işte böyle makes buluyordu .
Çok sürmeden Zekeriya Beyaz, bir jurnal, bir tevkifat ve neticesinde kendini sürgün olarak Ankara da buldu. Gitmeden önce kendisini külüstür bir arabam ile eve bırakırken kulağına eğilip sormak lüzumu duydum:
"Hocam güle güle de bundan sonra ne yapacaksın ?" ilim irfan, mücadele ve tefekkür, el sallarken parmak kaldırarak:
"Etebbu" demişti.
Öyle de oldu. Sevgili hocamız çok kitap yazdı: kaleme aldı Vaiz kürsüsünden, konser sahnesine bile çıktı Simdi sormalı mıyım bilmeme , "Din her şeye bulaşmalı , Laiklik içinde tut sak kalmamalı diyen, bir diğer hocamız bakmalı, .laiklik, varken veya yokken din bakınız samimi eller ve zihniyette nelere kadir oluyor ve ne kadar popüler ve anlaşılır oluyor.
Zekeriya hoca bir Halley kuyruklu yıldızı gibi semamızdan kaydı gitti. Bazı yıldızlar da ona öncü bazı yıldızlar da ona damen tuttu gitti. Çağdaşları ve muasırlarına bakarsak onun arkadaşları ve hayranlarını da kendi gibi görürüz.
Gidenler birbirine kavuşsunlar, kalanlar sağ selamet içinde kalsınlar.
Yaşasın Anteplilik...
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.