Hep futbol olmaz

Hep futbol olmaz, biraz da basketbola dokunmak lazım.

Basketbol; gerek izleyicisi, gerekse oyuncu profile bakımından çok ayrı bir spor.

Öyle futbolda olduğu gibi kazanınca milyonları kasana koyamıyorsun.

Bir oyuncu satıp milyonlarca doları da alamıyorsun.

Kendi imkanlarınla boğuşuyorsun.

Yani destek falan yok.

O yüzden de birkaç büyük kulüp dışındakiler çok zorlu bir süreçten geçiyorlar.

Fenerbahçe ve Anadolu Efes gibi takımların aldığı bir oyuncu neredeyse aynı ligde mücadele eden diğer kulüplerin bütçesi kadar.

Kimisi direnmeye çalışıyor, kimisi de kepenk indiriyor.

Çünkü kolay iş değil.

Ayakta kalmak isteyen takımların yapmasıgereken tek şey var.

O da, alt yapılar .

Yabancı ve astronomik fiyatlı oyuncu peşinde koşmayı bir tarafa bırakacaksın.

Alt yapılarında kendi oyuncularını yetiştireceksin.

“Hani yetişiyor mu ki ” diyebilirsiniz .

Evet , yetişmiyor .

Bu şartlarda yetiştiremezsiniz de.

Hemen Gaziantep Basketbol örneğini vereyim.

Alt yapıya oyuncu seçiyorsunuz, ama seçtiğiniz bu oyunculara antreman yaptıracak salon bulamıyorsunuz.

Yani büyük umutlarla “Seçildim” mutluluğu yaşayan çocukların sevinci kursağında kalıyor.

Çünkü antreman yapamıyorlar.

Kağıt üzerinde takım oyuncusu oluyor, ama antreman ve basketbol yok.

Kaza bela birkaç saat antreman saati yakalarsanız da, ya süper yetenek olacaksınız, ya da sağlam bir torpiliniz olacak.

Kentteki bir kaç salon da paralı basketbol kursları tarafından dolu olduğu için elinize geçmiyor.

İyiki de o kurslar varmış.

Belki 100-150 lira aylık alıyorlar ama en azından haftada bir iki basketbol oynatıyorlar.

Birinci ligdeki takımımız Gaziantep Basketbolalt yapısı ise maalesef birkaç cılız antremanla yetiniyor.

O da yüzlerce çocuktan sadece onda biri faydalanabiliyor.

O çocukların arasına girmek de kolay değil.

Ya dayın olacak, ya süper yetenek olacaksın.

İşin özü, basketbolda ayakta kalmanın yolu alt yapıdan geçer.

Alt yapı için de salon lazım.

Çocukları hüsrana uğratmayacak bir anlayış lazım.

Keyfi davranmayacak antrenörler lazım.

İyilik anlayışı, eş dost ilişkisine göre değil de, sahadaki yeteneğe göre değerlendirmek lazım.

Yani, iyi ve adil şartlar ve yetenekli küçüklerin ellerinden tutacak anlayış lazım.

Evde yün ipleri katlayıp duvara atarak geleceğin basketbolcularını yetiştiremezsiniz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Okan Çelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.