ŞEHİDE SESLENİŞ

Ey şehit olmadan bir gün önce babasını arayıp helallik isteyen, gözünü kırpmadan Vatan hainlerinin karşısına dikilen yiğitler.

Ey şehit oğlunu ‘Bir oğlum daha var, onu da seve seve Vatan uğruna veririm’ diyen şehit anaları.

Ey iki ay sonra evleneceği nişanlısını toprağa verirken, ‘Düğünümüzü cennette yapalım’ diyen sevdalı yürekler.

Ey ağabeyini üzerine giydiği asker ve polis üniforması ile gözü yaşlı uğurlayan küçük yürekler.

Ey olandan bitenden habersiz, içinde babasının cansız bedeni bulunan Türk Bayrağına sarılı tabuta bakan minik yavrular.

Ey tanımadığı birisinin cenaze törenine gidip, Vatan evlatları için gözyaşı dökenler.

Dünyada sizin gibi Vatan ve bayrak sevgisi olan kaç millet var?

Ne kadar gurur duysanız azdır.

Belki çok büyük acılar yaşıyorsunuz, hep birlikte yaşıyoruz ama unutmayın ki, dünyada çok az insana nasip olur şehit olmak.

Vatan uğruna şehitlik mertebesine ulaşmak öyle kolay değildir.

Sizler, bizim için canlarınızı ortaya koydunuz.

Sevdiklerinizi büyük bir acıyla, ama bir o kadar da gururla bırakıp gittiniz.

Biz de millet olarak size ne kadar minnet duysak azdır.

Belki bir daha aramıza dönemeyeceksiniz, ama ölümsüzleştiniz.

Zaman zaman vefasızlıklara maruz kalıyorsunuz.

Cenazeden cenazeye hatırlanıp, toprakla buluştuktan sonra unutulduğunuz oluyor.

Ama unutmayın ki, geride belki gözü yaşlı ama gururlu aileler bıraktınız.

Sizinle aileleriniz ne kadar gurur duysa azdır.

Biz de ailelerinizle gurur duyuyoruz.

Sabaha kadar uyumayıp, ‘Aman oğlumun üstü açılır da üşür’ diye büyüttüğü, sonra kendi eliyle toprağa verdiği bir anneyle nasıl gurur duyulmaz ki?

Yemeyip yedirdiği, giymeyip giydirdiği, yanına alıp büyük zevkle yürüdüğü ve ‘Benden sonra evin reisi olacak’ dediği oğlunu bir daha göremeyecek olan bir babanın elleri öpülmez de ne yapılır?

Ömrünün kalan kısmında ‘Baba’ diye mezar taşını öpecek bir evladın alnından öpülmez mi?

Ya hazırladığı çeyiziyle, asker yolu beklerken, gelinliğini duvağını alıp şehitliğe koşan genç kızlarımız, bağrımıza basılmaz mı?

Ama ne kadar da gurur duysak, ‘Bir daha şehitler gelmesin. Gençlerimiz ölmesin’ artık.

Gençlerimiz kardeşlik ve barış içerisinde, ailelerinin, sevdiklerinin yanında mutlu bir şekilde yaşasın.

Ömürleri boyunca bir tarafları eksik kalmasın.

Mezar taşlarına değil, evlatlarına sarılıp bağırlarına bassınlar.

Ama şu da unutulmasın ki, bir değil binlerce Mehmet de ölse, ‘Bu Vatan bölünmez, bölünemez, bölemeyecekler.’

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Okan Çelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.